Epigraf, Uzak Ülke projesinin elemanıdır

Aşkım değilsen haber ver benzerimi | Cemal Süreya

Harlot's Ghost / Norman Mailer


Kadehleri tokuşturuyoruz. Sessizlik içinde yemekleri yiyoruz. Boris'in
de benim kadar gerilimli olabileceği düşüncesi geliyor aklıma. Sonra da
Hunt'ın öğüdü: Müspet olmayan sonuçlardan kaçın.

"Boris," diyorum. "Ne yapmayı arzuluyoruz?"
"İleride belli olacak."

Sanki satranç oyununa geri dönmüşüz gibi geliyor. Acaba, ben tedbirli
hamlelerimi düşünedururken yaptığı gibi, okuyacağı bir kitap olmasını mı
arzuluyor?

"Girişi benim yapmama izin ver," diyor. "Ben senin kim olduğunu
biliyorum, sen de benim kim olduğumu."

Artık, kayıt cihazını çalıştırmanın zamanı. Açma-kapama düğmesi
pantolon cebimde, ama sol elimi düğmenin yanına götürmek için yapacağım
hareket (hamburgeri de sol elimde tutuyor oluşumdan ötürü), belki de ona, bana
göründüğü kadar sakat görünmeyebilir.

"Evet," diyorum, kayıt düğmesine basmış olmanın bilinciyle, "senin
benim kim olduğumu, benim de senin kim olduğunu bildiğimi iddia ediyordun."

Bu bariz harekete gülümsemekten kendini alamıyor. "Doğal olarak"
cevabını veriyor.

"Bu neyi muştuluyor?" diye soruyorum.
"Bariz sapmaları. Sence de bu mümkün mü?"
"Eğer Birbirimize güvenirsek."
"Bence yarım bir güven," diyor, "o türden bir tartışma için yeterli
bile."
"Neden ben?"
Biraz büzülüyor. "Çünkü buradasın."
"Hı-hı."
"Tedbirli gibisin," diyor.
"Sanırım öyleyim."

Bir yudumda, birasının önemlice bir kısmını süpürüyor. "Benim
kaybedecek daha çok şeyim var," diyor, "sana nazaran."

"Sanırım, ama bu," diyerek ekliyorum, "senin ne istediğine bakar."
"Hiçbir şey," diyor.
"Bizim tarafa geçmek ister misin?" diye soruyorum.
Nazik bir ses tonuyla, "Çılgın mısın, yoksa beceriksiz mi?" cevabını
veriyor.

Kittredge, I am thinking of how bad this is going to look on the typed
transcript. It will not convey the lack of personal offence in his voice. It
will, to the contrary, project me as maladroit.

"Yok be Boris," diyorum, "Ne delirdim, ne de beceriksizim. Bana
sen yaklaştın. Dostça davranıyorsun. Konuşacak çok şey olduğundan dem
vuruyorsun. Sence, bunlardan, bizim tarafa geçmek istediğinden başka ne
çıkartabilirdim?"

"Yahut da, sizin insanlarınızın benimkilere gösterdiği yoksaymanın bir
kanıtını."
"Bana neden burada olduğumuzu söylemeye hazır mısın?"
"Seni hayalkırıklığına uğratabilir."
"Buna ben karar verebilir miyim?"

He said nothing, and we sat side by side masamızda, kafenin açık olan
tarafına bakarak ki o açık olan taraf had no front window ama only an awning
that flapped with a sound as sharp as a pistol shot each time a truck went by.

"Şuna bi'kez daha değinelim," dedim. "Gerçekten, ne istiyorsun?"
"Politik istihbarat." He smiled ama yine de, gönderme yaptığı şeyi
saklar gibi bir hali vardı.

"Almak istediklerim, vermeye hazır olduklarımdan kat be kat fazla
olabilir..."

"Zaten aksi de düşünülemezdi," he said. Yorgun bir iç geçirdi. "KGB,"
he said, "Komitet Gosudarstvennoy Bezopasnosti'nin kısaltmasıdır. Devlet
Güvenlik Komitesi."

"I know all that," dedim. "Even Devlet Departmanındaki bir Hariciye
Hizmetler Memuru bile bu kadarını bilmekte..."

Halen sıfatımı saklama çabalarımda oluşuma şaşırmış görünüyordu.
"KGB'de pek çok idari bölüm var," he said.

"Bunu da biliyorum."

"Birinci ve İkinci idari bölümler üzerine will speak. İlki abroad'daki
Soviet officers içindir; İkincisi de ülkedeki güvenlikten sorumludur.
Respectively, CIA, FBI."

"Yes," I said.

"Bizim FBI, İkinci İdari Bölüm, America'da hayli iyi bir reputation'a
sahiptir. Etkili olduğu düşünülür. But, pek çoğumuza göre, aptallardan
oluşmaktadır. Bir fıkra dinlemek ister miydin?"

"Yes," I said, "I would."
"Tabii ki," he said. "Why not?"

Şimdi, we both laughed. It was droll. We both knew that my sneaky was
on, and everything said would generate analysis. We quaffed our beer. Down the
hatch (bunu can yücel'in anısına sikimden yukarı diye çevirebilirdim, ki
yapmayacağım). Ellerini çırptı ve "el patron" came forward with two more mugs,
ve bir şişe de votka (ile). It occured to me that this cafe could conceivably
be A Russian outpost with microphones in the woodwork and a camera in the
ceiling cranking away.

Or - Masarov came here often enough for the owner to stock a few
bottles of vodka.

Yes, Kittredge, droll. Masarov, with a glass in his hand was not
unlike other sturdy weathered souls who live for a booze-up - he mellowed
quickly.

s.634.



"Bana bir kere demişti ki", diye aktarıyordu Chevi bana, "erkekleri
hiçbir kadın benim kadar iyi bilemez. Misafirime mantıktaki bir muamma,
bir labirent olarak yaklaşırım. Her erkeğin, anahtarını yalnızca benim
bulabileceğim bir kilidi vardır."

"Chevi," diye itiraz ediyorum, "Libertad'ın o şekilde konuştuğunu,
doğrusunu istersen, hiç sanmıyorum."

"Ama, inanır mısın, aynen böyle konuşuyor. Bunun bir sebebi de ona pek
çok şeyi öğretmiş olmamdır. Onu Borges'in yapıtlarıyla tanıştırdım. Borges
okur musun?"

"No."

"You must have read him. In five pages, ina any of his five pages, he
will summarizefor you the meaninglessness of the next ten years of your life.
Your life, particularly."

s.689




He commenced to tell me a story.
[Libertad'ı yaşamının yarısından beri, hatta daha da
uzun bir zamandır, tanıyormuş. La Teja'da, aynı okula
gitmişler. Üniversitenin ilk yılında, sevgili olmuşlar. Kız
bizimkini çok sevmiş. Sonra da bizimki New York'a yollanmış.
Geri döndüğünde, kız artık bir orospuymuş. Ama biliyor musun,
ona yaptığı ziyaretlerinin hiçbirinde para ödememiş, tek bir
kuruş bile. Yine de, siktirici bir şeymiş bu, berbat.
Sonrasında kız müthiş bir orospu olmaya karar verip, Havana'ya
gidiyor. Ve döndüğünde, bizim oğlanı sevmiyor oluyor.
Ondan sadece hoşlanıyor artık. Bizim oğlan işte böylece tuzağa
düşüyor. "I despise her," he said, "but I lack the power to
deny her whims in relation to me. She has become una mujer sin
alma."

I know why he chose to say those words in Spanish.
They are not so hopelessly banal as "a soulless
woman."

]

s.695

Norman Mailer
Harlot's Ghost


Norman Mailer'ın 'Harlot's Ghost' kitabından bölümler
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=358
Emre Sururi tarafından, 18/03/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr

epigraf     Bir önceki eser:   Gospel According To The Son / Norman Mailer
<<< -- Rasgele bir eser -- >>>
   Bir sonraki eser:   Kürklü Venüs / Sacher Masoch