Epigraf, Uzak Ülke projesinin elemanıdır

Yine kış, yine kış, bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış... | Ahmet Haşim

Günlük / Oğuz Atay


22 Haziran 1976

Eddington'u (The Nature of the Physical World) okuyorum. Yıllar önce
okumuş olduğum 'entropi' sorunu yine ilgimi çekti. Benjamin'in Kafka'yı
anlatırken, Eddington'un sözleriyle benzetme yapması ve entropi. Einstein'a
göre milyarlarca yıl sonra evren bir ısı ölümüyle karşılaşacak -maksimum
entropiye ulaşacak. Bize ne? denebilir. Kafka'nın dehşetinde entropiyi
sezmesinin payı var. Ayrıca insan yaşarken 'sezgi' ile bu, milyarlarca yıl
sonra olacak sıcak ölümün dehşetini duyabilir. Bence en korkuncu enerjinin her
noktada aynı olması; 'Dehumanization' denilen şey gerçekte bu olmalı.
Kafka'nın insanlarında gittikçe bir ilgisizlik, farksızlık başlar. Entropi
başlar yani. Kafka evrendeki keyfi unsurun (random element) artışını sezmiş
olmalı. Kafka'nın duyduğu dehşet, metafizik bir dehşet değildi yani. Son
derece düzenli görünen, ama aslında akıl dışı olan toplumda, gerçeküstü -ya da
dışı- keyfilikler yer alır. İnsanlar evrendeki başaşağı gidişin farkındadırlar
sanki; bu yüzden bir yere ulaşılamayacağını (olumlu bir yere) bilirler.
Aslında K. (romanların kahramanı) olumlu bir tiptir; ümitlidir, savaşır
kazanamayacağını bildiği halde. Bu, asil bir savaştır. Ümitsizliğe karşı
savaştır. Entropiye karşı savaştır. Kafka'nın karşısında olanlar, aslında onun
bu derin sezgisine karşı çıkıyorlar; yani bu sezgiye sahip olmadıkları için
onu yanlış yorumluyorlar.

Entropi, bireyler için sözkonusu bir yasa değil. Toplulukları yöneten
fizik yasalarda keyfiliğin zamanla artışına dayanıyor; buna göre bireyin
entropik sezgisi topluma karşı tepkileriyle gelişebilir bence. Gene Kafka buna
örnek. Böylece Kafka'nın bireyci olmadığı, evreni algılarken 'insanın
yalnızlığı ve Tanrı karşısında güçsüzlüğü' gibi yorumların tutarsızlığı ortaya
çıkıyor. Nitekim Dostoyevski de toplumla, özellikle kendi toplumuyla derinden
ilgili. (Bizim 'inteligentici' toplumla gerçek ilişki kurmayı nasıl farklı
yorumluyorlar.)

Evrenin düzeninde keyfi eleman zaman +ì'a doğru gittikçe arttığına
göre, geriye zamanın başlangıcına doğru gidildikçe entropinin azalması ve yok
olması gerekiyor. Yani her şeyin kesin ve belirli bir düzene bağlı olduğu bir
dönem vardı. Bu Tanrının varlığını kanıtlamak için kullanılmış bir zamanlar.
(Cennet ve Cennetten kovulma da aynı esasa bağlanabilir.) Fakat ihtimal
kanunları da başlangıca doğru gittikçe nasıl kesinlik kazanır? Yani bir zar
atılınca şeş gelmesi ihtimali 1/6'dan 1'e gidebilir mi? Olamaz. Bu kesinlik
taşır. +ì zamana doğru da 1/6 yerine nasıl 1/12 olmayacaksa geriye doğru da
değişemez. Fakat böyle olunca da bu ihtimal kanunlarına bağlı keyfilik nasıl
artar ya da azalır? Ya da biz bunun artıp azaldığını nasıl bilebiliriz?

Oğuz Atay
'Günlük ve Eylembilim', İletişim Yayınları


Oğuz Atay'ın 'Günlük'ünden, entropiye dair
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=114
Emre Sururi tarafından, 30/11/2000 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr

epigraf     Bir önceki eser:   Tehlikeli Oyunlar / Oğuz Atay
<<< -- Rasgele bir eser -- >>>
   Bir sonraki eser:   Günlük / Oğuz Atay