Epigraf, Uzak Ülke projesinin elemanıdır

Oğlan kıza dedi ki: 'Yapabileceğim bir şey var mı?' Yapabileceği milyonlarca şey vardı. Kız teşekkür etti, 'Hayır' dedi, acı çekti bunu derken. | Erhan Sümer

Günler / Cemal Süreya


389. Gün

Milliyet Yayınevi'nde, pencereden bakıyorum. Yerebatan'a uzanan
caddenin üzerinde bulunan şu karşıki binanın üst katında Sezai Karakoç
oturuyor; penceresi görünmüyor; ama işte orda. Ne tuhaf, bu kadar yakındayız
da bin yılda bir görebiliyoruz birbirimizi. O da, sokakta rastlarsak...

Sezai başka keyfiyet. Sezai'yi yazmak isterim.

Yaşlandık be Sezo!

Siyasal'a başladığı yılın ikinci, üçüncü ayında, Sezai'ye, fakülteyi
bitirdikten sonra asistan olması, kendini şimdiden buna hazırlaması
önerilmişti. Hiç üzerinde durmadı.

705. Gün

Şair ressam arkadaşlığı ne zaman bitmiş? Soyut resmin ülkemize
yansıdığı yıllarda mı? Bu iki olayı tam bir çakışma içinde düşünmemek gerekir.
Yine de düşünülebilir. Tek neden değil de, birçok nedenden biri olarak.

Bir olay daha: Bizim kuşağın ortaya çıktığı yıllarda başlıyor şair
ressam arkadaşlığının bitmesi.

Birkaçımızda büyük resim tutkusu vardı. Boyuna albümler karıştırırdık.
Sözgelimi, Edip Cansever'le ben. Sezai Karakoç, resme başka bir açıdan
bakardı, ama bakardı. (Mülkiye Dergisi'nde onun Mona Roza'larını ben
desenlemiştim, takma adım da, Charles Suarez, yani C.S.) (...)

851. Gün

Doğan Yel ölmüş. Ölüm bu kez en yakından geçti. Doğan Yel, Sezai
Karakoç'la Maliye Teftiş Kurulu'ndan arkadaşımız. İkisi benden bir sonraki
promosyondaydılar. Yeterlik sınavında başarılı sayılmayarak gelirler
kontrolörü oldular. Benim için Maliye Teftiş Kurulu'ndan ayrılma özleminde bu
olayın da etkisi vardır. Onlar sınavı kaybetmişlerdi; bense kendimi onlar
kadar, özellikle de Doğan kadar başarılı saymıyorum. 1965'te üçümüz birden
Maliye Bakanlığı'ndaki görevlerimizden istifa ettik.

Daha sonra, nedense, Doğan Yel'le ilişkimiz zayıfladı. İstifa
ettiğimiz günlerde hemen her gün Galata Köprüsü'nün altındaki bir kahvede
buluşurduk. Karar vermiştik, kim önce iş bulursa, geri kalan ikimize parasal
yardımda bulunacak. İki kişi iş bulursa, geri kalan bir kişiye.

Doğan Yel ikimizin de okuruydu; ayrıca büyük edebiyat okuru. İstifa
edişi de bizimle yan yana olmak içindi; bir bakıma bizim için istifa etmişti.

İş bulan o oldu. Üç ay sonra ülkemizin en büyük özel kurumuna girdi.
İlk maaşını alacağı gün Karakoç'la köprüaltı kahvesinde Doğan'ı bekledik. İki
üç gün daha bekledik...

O tarihten 13 yıl sonra bir gün aradı beni. Nasıl bulmuştu ev
adresimi. O gece bizde kaldı. Yeniden sıkı bir ilişki kuruldu aramızda. Hemen
her gün beraberiz. Emekli oluşunun ilk günlerinde, yani altı yıl kadar önce
yine ortadan kayboldu. Sezai'ye ise 22 yıldır uğramamış.

Ölüm haberini alınca bayağı sarsıldım. Bir de Cansever'in ölümü böyle
sarsmıştı beni. (İkisinde de içten içe kendi ölümüm mü yansılanıp durdu?)
Sezai'ye telefon ettim. İnanamadı. Çok üzüldü.

Yukarda anlattıklarıma Doğan'a karşı şeyler söylemiş olduğum
kanısında değilim. Onun açıklanmaz yanlarını anımsamak istedim. Kafka'cı.
Dostoyevski'ciydi. Bir gölge gibi yaşadı.

Maliye Müfettişliği yardımcılığı yıllarımızı düşünüyorum. Doğan'la
Eskişehir'de beraberiz, Nazilli'de de. Eminönü Vergi Dairesi'ne, Sezai'ye
yardıma gidiyoruz. Sezai'nin Fındıkzade'deki evinde genç sağcı yazarlarla
(Nuri Pakdil, Özdenören kardeşler, Zarifoğlu) tanışıyoruz.

Doğan bir şanstı benim için. Bir gün yine görecektim onu. Yitirdim o
şansı.

Sezai ile de 20 yıldır ilişkimiz kopuk. Ama ona bir açıklama
getirilebilir.

Cemal Süreya
Günler, YKY


Cemal Süreya'nın 'Günler'inde, Sezai Karakoç'a dair girişler
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=391
Emre Sururi tarafından, 24/03/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr

epigraf     Bir önceki eser:   Sevim Burak Yazı Düzenlemeleri / Memet Fuat
<<< -- Rasgele bir eser -- >>>
   Bir sonraki eser:   Tarih / Süruri