Saçları Fırtınadan Dağınık / Doris Lessing
Efsane şöyle: Zaman darlığı nedir bilmeyen Apollon bir gün, şu
yeryüzündeki yaratıklar ne yapıyor diye dönüp bakınca gördü ki herkes kendi
kaderini kovalamakla meşgul - hepimizin yapmak zorunda olduğu gibi. Gözü
Kassandra'ya ilişince, kız da çok hoş, "Gel bi sevişelim ha, ne dersin?" dedi,
"Bir şey kaybetmezsin, sana kehanet gücü vereceğim." "Nasıl istersen, benim
için farketmez," dedi, Kassandra. Ama bir kez alacağını aldıktan sonra atlattı
onu, kendini ona vermedi. Apollon çok öfkelendi. İntikam duyguları da kabardı:
o zamanlar pek beğenilen bir nitelik. "Bir öpücük ver bari," dedi Apollon.
Kassandra da bunu kabul etti. Sarılma sırasında Apollon, verdiği armağanın
yarısını geri aldı: Kassandra geleceği görecek ama kimse ona inanmayacaktı.
Efsanenin bazı versiyonları Apollon'un onun ağzının içine üflediğini söyler;
aynı derece terbiyeli başka versiyonlar ise `onun nefesini kendi içine çekti'
der. Aslında, galiba olan şuydu: Apollon onun ağzına tükürmüştü - bir yılan
gibi. Yılanlarla Kassandra'nın kökenine ilişkin hikayeler hep birbirine
dolanır. Kassandra ile ikiz erkek kardeşi bebekken, anneleriyle babaları, bir
akşam, çılgın bir partiden sonra sarhoşluğun unutkanlığı içinde onları bir
tapınakta bırakıp gitmişlerdi. Utanç içinde çocuklarını almaya geldiklerinde
`tapınağın kutsal yılanları onların kulaklarını yalıyordu'. Kassandra'nın
kehanet gücünün buradan geldiğini söyleyen bir versiyon da budur.
Troya kralı Piramos'un kızı, Kassandra, `saçları fırtınadan dağınık'
az sonra başlayacak olan korkunç savaşı önceden haber verdi ama kimse aldırış
etmedi. Troyalıların önünü ardını çok fazla düşünmeden giriştikleri bazı
eylemler de bu korkunç savaşın başlamasına yardımcı oldu; bütün suç güzel
Helena'da değildi. Her iki tarafta da insanlar bu savaşın olması kaçınılmazmış
gibi davranmayı sürdürdüler -öyle yapmaları da gerekiyordu sanki. Ve böylece
savaş başladı. Sonra da sürüp gitti.
Savaş sırasında bizim işbirlikçilik diyebileceğimiz türden bir sürü
olay oldu. Kassandra'nın kendisi, Troya kralının kızı, saldırgan güçlerin
kralı Agamemnon'dan iki çocuk sahibi oldu. Helena... neyse şimdi, Helena olayı
ilginçtir. Masalın kısaltılmış ya da çocuklara uyarlanmış biçiminde, Helena
elden ele dolaşan, üzerine zar atılan, kıskanılan, uğruna dövüşülen ve hiçbir
zaman suçlanmayan edilgin biridir: taş bebek ya da içkin bir kutsallıkla
tebessüm eden bir heykel gibidir. Helena tanrısaldı, Zeus'un kızı olduğu için.
Tanrısal olduğu için mi güzeldi yoksa güzel olduğu için mi tanrısaldı? Bütün
Troya'nın ona aşık olduğu söylenirdi: bu biraz Meryem Ana'nın bazı ülkelerdeki
durumunu andırıyor. Ama Helena'nın dayanılmaz güzellikte biri olduğuna
inanmanın daha büyüleyici bir yanı var.
Ve hiç edilgin değildi, tabii.
O ve Kassandra hep aynı niteliğin iki farklı yüzünü yansıtırlar.
Kassandra için kullanılan övücü sözlerden biri şuydu: erkekleri bağlayan
kadın.
Kassandra savaş ganimetleriyle birlikte, Agamemnon'un malı olarak
Mykene'ye gönderilmek üzere gemiye bindirildi ve Klytaimestra kıskançlık
yüzünden onu öldürttü. Kassandra kendisi ve Agamennon'un öldürülmesi için
düzen kurulduğunu biliyordu: `Kan kokusu duyuyordu'. Kusura bakmayın ama kan
kokusu duymasa da, sevgilisinin karısının bu işe çok üzüleceğini önceden
göremesi pek o kadar güç olmasa gerek. Kassandra, sevgilisi, düşmanı, iki
çocuğunun babası Agamemnon'un katledildiği odaya girmeyi reddetti. Ama o
sırada kendisi de öldürülmemiş olsaydı, bunalımlı anlarında, fırtınadan
dağınık saçlarını savurarak akıllıca kehanetlerde bulunmaya devam edecekti. Ve
kimse de ne diyor diye dönüp ona bakmayacaktı.
Çev: Taciser Belge.
Doris Lessing
Evlenmeyen Adamın Hikayesi, İletişim Yay. 1990
Doris Lessing'ten kehanet ve Kassandra üzerine
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=352
Emre Sururi tarafından, 18/03/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr
epigraf | Bir önceki eser: Eleştirmenler / Doris Lessing |
Bir sonraki eser: Şarap / Doris Lessing |