Epigraf, Uzak Ülke projesinin elemanıdır

Cehennem diğer insanlardır. | Jean Paul Sartre

Tanrıların da Burnu Kaşınır / Cem Akaş


. Area: Hitnet - Duzyazi formundaki tum edebi yazilar ........................
Msg#: 2466 Date: 14 May 99 01:27:18
From: Emir Gumrukcuoglu Read: Yes Replied: No
To: All Mark:
Subj: TanrIlarIn Da Burnu Ka$InIr
..............................................................................
TANRILARIN DA BURNU KA$INIR

Onlar da ka$Irlar - tatlI tatlI...

***

istemeden intihar ediyordu i$te. Taksiyle Bogaz Koprusu'nun ustunden
gecerken i$ cIkI$I trafigine yakalanmI$, araba sag $eritte sIkI$Ip kalmI$tI.
Ho$, koprunun bo$ oldugu bir saat de pek kalmamI$tI artIk. CanI fena
sIkIlIyordu, yeti$ecegi bir tren filan da yoktu ama oylesine bo$ bo$ durmak,
ilerleyememek Hakan'I cileden cIkarIyordu. SIk sIk yinelenen
dur-kalk-dur'lardan midesi de bulanmaya ba$lamI$tI. Biraz temiz hava -onca
arabanIn arasIna bulabilirse tabii- iyi gelecekti, bacaklarInI biraz acmak,
bir-iki adIm yuruyup derin derin nefes almak istiyordu. Hani en ka$InmamanIz
gereken anda her tarafInIz deliler gibi ka$Inmaya ba$lar, i$te ona benziyordu
Hakan'In hali. KIsa vadedeki ba$lIca amacInI boylece belirleyince, geriye
giri$imde bulunmak kalIyodu: kapIyI hIzla acIp dI$arI fIrladI Hakan ve celik
halatlarIn uzerinden atlayInca kendini, yakla$Ik altmI$ metrelik olumcul
ozgurlugun onune cekilmi$ parmaklIgIn yanInda buldu. A$agIya atlamak ku$kusuz
cok ilginc ve degi$ik bir deneyim olurdu, ama dogrusu boyle bir $eye en
azIndan $imdilik hic niyeti yoktu.
Hakan'In gozardI ettigi iki onemli konu vardI: Birincisi, trafikte
sIkI$Ip kalmI$ bu insanlar muneccim degillerdi ve dolayIsIyla Hakan'In
intihar etmeye niyeti olmadIgInI bilemezlerdi. ikincisi, her toplumda belirli
kavramlar, belirli simgelerle ozde$le$tirilirdi ve nasIl bir insan geneleve
saz teli pazarlamak icin gitmezse, Bogaz Koprusu'nun ortasInda hava almak
icin arabadan, ustelik de taksiden fIrlamazdI. Sonucta taksi $oforunun "dur
karde$im nereye?" nidalarIyla ba$InI cektigi panik, arabanIn yakIn cevresini
sarmI$, gorenler gormeyenlere, gormeyenler de uyuyanlara, olanlarI anlatmaya
ba$lamI$tI. Birkac ki$i de "cocuk gidiyor yahu!" diyip arabalarIndan cIkmI$,
Hakan'In oldugu yere dogru ko$turmaktaydI. Zeynep Kamil'e yeti$tirilmeye
calI$Ilan genc anne adayInIn ise beklemekten ba$ka secenegi yoktu, "ne vardI
Zeynep Kamil'e gidecek, bu tarafta hastane mi kalmadI?" diye damadIn ba$Ina
ek$iyen anasI da ikramiyesi. Uzun suredir boyle sacma adamlarla ugra$mak
zorunda kalmamI$ olan kopru polisinin bir elemanI da, beklenmedik bir
rahatsIzlIgIn cIkmasIna sinirlenmi$, soylene soylene G-2 no'lu kulubesinden
cIkIp Hakan'In oldugu yere dogru ilerliyordu. Milletin kendisine dogru
geldigini goren Hakan bu eglencedeki rolunu kavramI$, parmaklIklarIn uzerine
oturup sol bacagInI a$agIya sarkItmI$, boylece izleyicilerin iki metreden
yakIna gelmelerini engellemi$ti. Polis memuru Atilla Cengiz Bey (45) de, bu
uzaklIga gelip durdu.
$imdi Hakan'In aklIndan zoru olup olmadIgIna bir bakalIm, ben de size
Hakan hakkInda birkac ayrIntI daha yaratayIm. Hakan 25 ya$IndadIr, hala
universiteye gitmektedir ve girdigi kimbilir kacIncI fakulteden artIk mezun
olmaya karar vermi$tir. IQ'su 128'dir, yani bir dahi degildir ama oldukca
zekidir, kitap okumaya ve keman calmaya du$kundur, ikisini aynI anda yapmak
gibi garip huylarI vardIr. Ka$IgI sol eliyle tutar. AslInda, anlattIgIm kopru
olayIndaki davranI$I o gun etkisi altInda kaldIgI bir adet dolduru$ sonucu
ortaya cIkmI$tIr. Onu da anlatayIm: Bunlar be$-altI arkada$ biraraya gelip,
ders kIrmI$ olmanIn da ivmesiyle, ya$amIn anlamInI tartI$maya giri$tiler,
ogleustu; mekan fakultenin bir ko$esi. Psikoloji ogrencisi Zerrin, oncelikle
ya$amIn bir anlamInIn olmasInIn gerekip gerekmedigini tartI$malarI
gerektigini soyledi. Bu zor cumlenin yarattIgI stresten kurtulmak icin de
kantine kola icmeye gitti. Boylece yuvarlanmaya ba$ladIlar. Onur'a gore bir
anlam aramak yersizdi cunku boyle bir anlam yoktu; ya$am kotu bir $akaydI ve
insanlar hem bu $akaya hedef oluyor, hem de gulmek zorunda bIrakIlIyorlardI.
"Hani 'Buun SalI/Enseler kapalI' dizelerinden sonra yediginiz tokatIn
acIsIyla arkanIza hI$Imla donup bir camyarmasI gorursunuz ve gulumsersiniz
ya, oyle i$te," diyordu Onur. Bu konuda bir sure tartI$Ip bir sonuca
varamayInca konuyu degi$tirmeye ve "eger bir anlam varsa bu nedir, ne
degildir?" sorusuna yanIt aramaya karar verdiler. Bu andan ba$layarak Hakan
dolmaya ba$ladI (kadayIfa dek yol vardI) ve uzayIp giden bu soyle$inin
sonunda ozgurluk ve ozgunlugun erdemleri ile arada sIrada abartma ve
sIradI$Ina ta$manIn gerekliligi vurgulandI. Bu vurgu, ortak bir bildiri
halinde yayInlandI. Ufak ogrenci grubu yeniden bireysel parcacIklarIna
ayrI$tI ve her parcacIk, onemli bir sorunu cozume kavu$turmu$ olmanIn verdigi
hafiflikle, yeniden dertler, sInavlar, maa$lar ve salatalIklar dunyasIna
degi$ik giri$ kapIlarIndan gecerek ula$tI. Hakan ise bu geci$i digerleri
kadar ba$arIyla tamamlayamamI$tI, aklInIn bir kIsmI hala yukarIdaydI; sanki o
"yukarIlar"a donmek istercesine yaylanarak yuruyordu. Ozellikle kendini
begenmi$lerin sahip oldugu bu yuruyu$ bicimi bircok insanda goruldugunden,
kaldIrImda yuruyenler bunu yadIrgamIyorlardI. Ancak Hakan bununla yetinmiyor
ve arada sIrada, ustelik hicbir uyarIda bulunmaksIzIn zIplayIveriyordu! Evet,
resmen zIplIyordu ve dogal olarak, kaldIrImI bunun gibi bir zIrtapozla
payla$ma gafletine du$en normal insanlar $a$IrIyor, irkiliyor ve hatta
tiksiniyorlardI. Hakan bu insanlara aldIrmIyordu, dahasI, gosterdikleri
tepkiden kIvanc duyuyordu. Boyle Hakan adIndaki bu karakterin ileride
yapacagI mantIksIzlIklar ve sacmalIklar icin gerekli onko$ullarI vermi$
oldum. Bu haliyle Hakan, potansiyel bir duzen du$manI ve gizil bir delidir.
AklInIzda bulunsun.
Sular yediyi gosteriyordu, mevsim sonbaharIn sonuydu ve hava coktan
kararmI$tI. Universite ogrencisi Hakan (25), sarI bir Renault taksiye bindi
ve $oforun bezgin bakI$larIyla kar$Ila$tI; buna aldIrmadI (beklendigi gibi.)
AralarInda $u konu$ma gecti:
- Fesuppanallah.
- KadIkoy'e lutfen.
- Kopruden mi gidecegiz?
- Her zaman kopruden mi gidersiniz?
- Evet.
- O zaman arabalIya binelim.
- KadIkoy'e arabalI var mI?
- AnlIyorum. Uzulmeyin bu sizin sucunuz degil, teknik olanaksIzlIklar
nedeniyle tekduzelige mahkum olmu$sunuz. Ama yine de yaratIcI olmaya calI$In,
aklInIza gelen en ilginc yoldan goturun KadIkoy'e beni.
- Fesuppanallah...
Du$uncelere garkolan Hakan, koprunun anti-trafikselligiyle yuzle$ince
cevresine bakIndI, o gun ogrendigi ve bundan sonraki ya$amInI yonlendirmesine
karar verdigi kurallarI uygulamayI surdurdu -yani taksiden fIrlayIp koprunun
kenarIna kondu...
Hakan'In kaderinin bu baglamdaki onemini anImsatmadan edemeyecegim:
Hakan'In kaderinin kaderi, benim tarafIndan yazIlmasIydI. Ben de boylesine
bir karakterin ba$Ibo$ dola$masIna ve ortalIgI birbirine katmasIna izin
veremezdim. Bu yuzden de alkI$larInIzla polis memuru Atilla Cengiiz Bey'i
sahneye davet ediyorum.

***

A) Atilla Cengiz Bey, Hakan'Inkine benzer bir degi$ime maruz
kalmI$tI. Kendisi sevilen bir memurdu ve gorevinin gereklerine buyuk bir
tutkuyla baglI olmasIyla tanInmaktaydI. O ak$amki kopru nobetini yine bu
baglIlIkla surduruyordu; her$ey olagan gozukuyordu ki birden cocugun biri
taksiden fIrlamI$ ve koprunun kenar parmaklIklarIna oturuvermi$ti, her an
dengesini kaybedebilir ve du$ebilirdi. Uzun meslek ya$amInIn yarattIgI
icguduyle olay yerine ko$tu, cocugun iki metre kadar yakInIna geldi ve birden
durdu, cunku daha once bilmedigi ve o anda kendisine vahiy yoluyla malum
edilmi$ bir gercek vardI: Atilla Cengiz Bey, acI bir cilvem sonucu tIpkI
Hakan gibi ya$amInI sorgulamI$tI. Boylece $imdiye dek, 12 ya$Inda ilkokul
musameresinde, rolunde olmamasIna kar$In bir havucu ayaklarIyla tutup yemeye
calI$masInIn dI$Inda kayda deger bir $ey yapmadIgInIn bilincine varmI$tI. Hep
kendisinden beklenileni yapmI$, iyi bir vatanda$, ornek bir memur, ideal bir
koca ve sevecen bir baba olmu$tu, ama artIk "zart" demi$ti. Degi$ik bir
$eyler yapma istegiyle yanIp tutu$uyordu. Ha du$tu, ha du$ecek durumdaki bu
cocuk da bir lutuftu (rica ederim, te$ekkure hic gerek yok. Gorevimiz.)
Normal bir zamanda, cocugu yatI$tIrIcI sozler soyler, ani bir hareket
yapmadan kalabalIgIn biraz daha uzakla$masInI saglar, birisini telefona
gonderip yardIm cagIrtIr, bu arada da cocugu, yanIna gelmesi ve ya$ama
donmesi icin ikna etmeye calI$IrdI. Ne yazIk ki bu ak$am normallik
sInIrlarInI a$mI$, "olaganustu-fantastik" sInIrIna dogru emin adImlarla
ilerlemekteydi. Ve yine ne yazIk ki Atilla Cengiz Bey'in fazla secme $ansI
yoktu.

***

B) Atilla Cengiz Bey'de de bir gizillik vardI, kendisi gizil bir
psikopattI, ayrIca daha pek cok ruh hastalIgI, yuzeye cIkmak icin sIra
bekliyordu. Hepimizin bildigi gibi beklenmedik bir tehlike, panik hali ve
a$IrI stres, denizaltIlarIn su atIp yuzeye cIkmasIna benzer bir etki yapar
insanlarIn uzerinde. Trafigin her gunku karma$asIna artIk alI$mI$ olan Atilla
Cengiz Bey, intihar giri$iminde bulunan biriyle ilk kez kar$Ila$Iyordu ve bu
durum, bedeninin ve beyninin kimyasal dengesini bozmaya ba$lamI$tI. HIzlI
adImlarla olay yerine dogru yurudu, saldIrgan hareketlerle kalabalIgI yardI
ve Hakan'In yanIna ula$tI. i$te o an gelmi$ti.

***

Bundan onceki iki paragrafI A) ve B) olarak belirledim cunku
uzerinize afiyet ben biraz demokratigimdir, okurumun secme $ansI olmasInI
isterim. Bu yuzden Atilla Cengiz Bey'in /aslInda/ bir ruh hastasI olup
olmadIgI konusundaki yargIyI sizlere bIrakIyorum. Tabii sizin seciminiz,
oykuyunun bundan sonraki akI$InI en ufak bir $ekilde etkilemiyor ama o kadar
da olacak artIk, ne demi$ atalarImIz: "demokrasiden $a$ma, cizmeyi a$ma."

***

(Fonda "Kader kapIyI nah boyle calar" alt ba$lIklI senfoni calarken
okundugunda bu bolum daha etkileyici oluyor. MeraklIsIna.)
"Oglum manyak mIsIn n'apIyorsun orda?" diye kukredi Atilla Cengiz
Bey. "Yogurt partisi veriyorum, siz de gelsenize memur bey," dedi Hakan. Yine
muzipligi uzerindeydi. Ama Atilla Cengiz Bey'in espri dinleyecek hali yoktu,
Hakan'In iyice yanIna geldi ve onu a$agIya itti.
Hakan afallamI$tI ama son anda parmaklIklara tutunmayI ba$ardI.
KalabalIk felce ugramI$, agIzlarI ve gozleri birer karI$ acIk insanlar, ne
olup bittigini kavrayamadan onlarI izliyorlardI. Atilla Cengiz Bey, copunu
Hakan'In ellerine vurmaya ba$ladI; Hakan'In canI cok yanIyor, gucu tukeniyor,
parmaklarI kayIyordu. YalnIzca sag elinin i$aret ve orta parmaklarIyla
tutunuyordu artIk, sonra i$aret parmagI da kaydI. Atilla Cengiz Bey, son
darbeyi indirmek icin copunu ofkeyle kaldIrdI ve Haylayf, i$te yepyeni bir
biskuvi; sizler icin/iyisini secin- Haylayf, cop, Hakan'In kalan son
parmagIyla bulu$tu. Orta parmak, utangac a$Ik rolunu benimseyip hemen bulu$ma
yerinden uzakla$tI. Hakan du$meye ba$ladI. ilk defa kendisinden umulmayan bir
i$ yapmI$ olmanIn engin mutluluguyla dolan Atilla Cengiz Bey, oynak bir
Karadeniz turkusunu IslIkla icra ederek gi$elere dogru yurumeye koyuldu. Ev
sahibinin tuttugu takIma be$ cekildigini ogrenen kiracInIn gulumsemesi vardI
yuzunde. Hakan bu arada gayet sakin, du$uyordu -aslInda sakin filan degil,
buyuk panik icindeydi tabii. (LafIn geli$i oyle dedim, sonra da silmeye
u$endim yani.) Durup dururken olecegini anlamI$tI; son merci olarak bana
seslendi:
- Abi bi dakka ben bu oykunun ba$ kahramanIyIm $imdi olursem oykun
yarIda kalIr ve yarIda kesilmi$ oykuye doner onun icin beni olume yollamaktan
vazgecip kararInI yeniden gozden gecirsen hadi benim aslan abicim cabuk
n'olur...
- Hakan, evladIm, boyuna bakmadan benim i$lerime karI$manI bu
seferlik bagI$lIyorum, gencsin diye, ama bir daha olursa karI$mam. Biz de o
kadarInI du$unduk herhalde, bir bildigimiz var ki konu$uyoruz, cIk cIk...
Pekala, $imdi du$meni durduruyorum, yalnIz bir $artla; ya$aman icin iyi bir
neden gostereceksin bana, yoksa dosdogru obur dunyayI boylarsIn, orayI da ben
yazIyorum, ona gore. Hadi bakalIm konu$, seni dinliyorum. Haa, ayrIca bu
oykunun ba$ kahramanI olma saplantIsIndan da vazgec, tek ve en buyuk kahraman
benim, sen yalnIzca sIradan bir figuransIn.
Once inanmadI Hakan, olume bu kadar yakla$mI$ken geriye donmu$
olmasIna. A$agIya baktI ve Bogaz'In frijit bir karIncayiyen kadar cekici
sularInI gordu; aklIndan kimbilir neler geciyordu (aklInda "$imdi i$in gucun
yoksa bu $izofrenik herifle ugra$," geciyordu ama ben duymamI$ oluyordum).
Sonra yukarI baktI, kafasInI saga-sola cevirdi, belli ki beni arIyordu.
YazarlarIn gorunmez oldugunu ancak her$eyi gorebildiklerini kimse
anlatmamI$tI ona herhalde.
- Oglum beni aramayI bIrak da sadede gel, bo$a harcayacak zamanIm yok
benim, daha gidip telefon faturasInI odeyecegim. Zaten PTT'nin bilgisayarI
bana garezli, kazIklamak icin fIrsat kolluyor. Evet, bekliyorum.
Hakan bir sure daha kararsIzlIk icinde cevresine bakIndI, sonra
gozlerini CamlIca Televizyon Vericisi'nin kIrmIzI I$IgIna dikerek konu$maya
ba$ladI (gorelim bakalIm ne soyladI):
- Biz burada can derdindeyiz, sen tutmu$ telefon faturasIndan soz
ediyorsun. Kusura bakma ama beni olume itmeye hic hakkIn yok. Zaten ne verdin
ki alIyorsun? YazarImIzsIn dedik bagrImIza bastIk, yuh be, olmaz olsun boyle
yazar. Millet gul gibi ya$Iyor, biz burada surunuyoruz. Para-pul yok, dogru
durust bir blucinimiz yok. Sonra gumrukten FM'li walkman bile arakladIm, beni
$oyle hali vakti yerinde bir ailenin yanIna verr diye -sonuc? Yine memur
babaya talim. Hic olmazsa iyi bir kIz ayarlasaydIn.
- Melodram yaratmanIn geregi yok Hakan, burada biz bizeyiz. Nesini
begenmiyorsun Ferhunde'nin? Ta$ gibi kIz i$te.
- BIrak allasen, iyi kalpli, iyi niyetli, tamam, ona bir$ey demiyorum
da biraz salak. Epey salak. Resmen aptal. Ustelik sivilceli. Sende uyum
anlayI$I hic geli$memi$, kurs filan gormen gerek. Ben 25 ya$Inda yakI$IklI,
akIllI ve yetenekli bir gencim- haa, sonra aynI anda keman calIp kitap okuma
dalgasI da nereden cIktI? Senin garip kaprislerine uyacagIz diye anamIz
aglIyor. AyrIntIlarla ugra$maktan ana temayI mahvediyorsun.
- Hakan agzInI topla ve de ta$ koy. Sana neler yapabilecegimi unutman
pek hayIrlI olmaz. SabrImI ta$Irma. Ornegin sen Ulan Bator'da kecileri
otlatIrken kafana bir gokta$I du$urebilir, seni kor ve sagIr yapIp du$en
yIldIrImlarI farketmeni engelleyebilir ve yagmurdan kacarken sIgIndIgIn agaca
on megawattlIk elektrik verebilirim, maddenin varken birden nasIl yokolduguna
iyi bir ornek olu$turursun. Sonra soylemedi deme.
- iyi be, iyi be, vur ulan vur, felek vurmu$ bir de sen vur-
- Hakan, benim ucuncu adIm Felek olur, sanIrIm bir kavram karma$asI
icindesin.
- Neyse i$te. Bak $imddi beni iyi dinle-
- Sen beni iyi dinle. Bundan sonra benle konu$urken daha saygIlI
olacaksIn ve "siz" diyeksin anla$IldI mI?
- Anla$IldI sayIn Siz. BakInIz $imdi beni iyi dinleyiniz: Zerrin,
Murat, Onur ve Gozde'yle konu$tuk bugun ve eger bizi bu bayIk ortamdan
kurtarIp daha renkli bir yere vermezseniz greve gitmeye karar verdik.
Demek benden habersiz, ayaklanma giri$imi toplantIsI ha. Yerim ulan
sizi.
- Blof yapIyorsun. Bende uc as var.
- Zaten dun ba$ka bir yazardan daha teklif aldIk, bu ucuncusu.
BuranIn tek yazarI sen degilsin, ya $artlarImIzI kabul edersin, ya da biz
gideriz.
i$ ciddiye bindi, iyi mi? Karakter bozuntusu $u subyan bana kafa
tutuyor. Ate$ olsan curmun kadar yer yakarsIn be. Karakterler SendikasI
olmasaydI ben sana yapacagImI bilirdim ya, neyse. Biraz alttan almalI. Hep
boyle olur zaten, benim kaderim bu, bir oyku filan yazmaya kalkarIm,
adamlardan birisi hemen tozutup sacmalamaya ba$lar, ayrIcalIksIz hep boyle.
Kahpe felek. HayIr ben zaten kavun da sevmem ki...
- Ee, tabii haklIsIn Hakan'cIgIm ama bir de benim acImdan du$unsene.
Herkes senin gibi bol para, guzel kIzlar, heyecanlI ve renkli ortamlar
isterse benim halim ne olacak? Nerede kaldI o zaman bu i$in gercekciligi?
SIradan, gunlu olaylarI oykule$tirip okuyucuya kendini gosterme durumu? Arada
sIrada bir-iki ki$i acI cekecek, du$kIrIklIgIna ugrayacak, haksIzlIklarla
kar$Ila$acak ki biraz varyete olsun, cizdigimiz resim pespembe olmasIn.
- Ya cok bir$ey istemiyorum ki senden, sizden, "Hakan'In dersleri
iyidi, babasI zengindi ve guzel, zeki bir kIz arkada$I vardI" diye yazsan
kalemin mi biter yani?
- Yazamam cunku o cumlede sozu edilen kIz arkada$In sana mI yoksa
babana mI ait oldugu acIk degil, kurgu hatasI var. Bizim de meslek onurumuz
var (icabInda, caktIn?).
- Allaha$kIna biraz ciddi olmaz mIsIn? Konu beni bazI ki$isel
yonlerden ilgilendiriyor da.
- Tamam, tamam. Hakan bak, bu i$ benim ekmek salIm, yazdIklarImla
geciniyorum ben. Zaman zaman sokaklarda dola$Ip, pencere altlarInda yazmaya
ba$ladIgImda insanlarIn camlara cIkIp yazmayI kesmem icin para attIklarI da
olmuyor degil, ama bunu ancak gercekten cok darda olursam yaparIm. $imdi
diyelim ki senin istedigini yaptIm, ne olacak o zaman, senden sonraki
karakterler de aynI ko$ullarIn kendilerine saglanmasInI isteyecekler.
DI$ardaki insanlarI, okuyucu kitlesini du$un, adam alacak kitabImI, kendi
ya$amIna bakacak, sonucta da onunla kafa buldugumu du$unecek. Neden? Cunku
benim yazdIklarImla kar$Ila$tIrIldIgInda kendi ya$amI cok boktan gelecek
adama! Her benim kitabImI okudugunda aynI $ey. Ee, adam da mazo$ist degilse
enayi yerine konmaktan ve rencide edilmekten ho$lanmayacak, bir daha da benim
yazdIklarImI okumayacak. Bilmem anlatabildim mi?
Of, amma konu$tum ha ve ben neyim be. Hakan (25) bir universite
ogrencisidir ve mor, kendisine cok yakI$maktadIr.
Hakan ba$InI one egmi$ti, du$unceli gorunuyordu.
- Hakan ne du$unuyorsun?
- Muneccim miyim, nerden bileyim? Yazar olan sensin, du$unce balonunu
bo$ bIrakIrsan elimden bir$ey gelmez. iyi be, kendi i$ini de bize angarya et
bakalIm. Zaten kafam bozuk...
- Affedersin.
- $imdi beni olduruyorsun sonucta, oyle mi?
- Niye oyle diyorsun Hakan'cIgIm, sen hic olmeyeceksin ki, bu oyku
seni her zaman ya$atacak, ya$amIn sIradanlIgIndan kurtulmaya calI$an bir
genc olarak yazIn tarihine gececeksin. Hadi artIk, hazIrsan bu i$i bitirelim.
- Dur, dur bir dakika canIm, acele i$e $eytan doldurur... Bir anla$ma
yapalIm: Bundan sonra yazacagIn ilk romana beni de al, oyle ba$role filan
gerek yok, sadece bir $eyler olabilir, yeter ki eli yuzu duzgun, biraz da
ozgun olsun ve sonunda olmeyeyim. Tamam mI, soz mu?
- Bir$eyler yapmaya calI$IrIz...
- Soz ver.
- Hakan buna soz veremem, zaman neler gosterir, butun vucuduma Allah
korusun felc iner belki de bir daha hic yazamam, belli olmaz ki. Biliyorsun
gercekcilik kaygIsI olan yalnIz ben degilim. Kesin bir$eyler soylemek guc.
- Oyleyse olmeyi reddediyorum.
- Hakan bunu yapamazsIn.
- Olmuyorum i$te, sIkIysa oldur.
- Cocukluk ediyorsun. Bak, karakter istemek icin sendikaya
ba$vurdugumda sizle toplu sozle$me yapmI$tIk. O sozle$menin ucuncu maddesi
aynen $oyle der: "Karakterler, konu olduklarI ya da bir parcasInI
olu$turduklarI yazIn urunu boyunca tumuyle yazarIn emrine girerler; 4.
maddede acIklanan namus ve ahlakla ilgili hususlar dI$Inda, yazarIn istek ve
iradesi dogrultusunda yonlendirilmeyi kabul ederler. Ya$am ve olumle ilgili
ve 4. madde kapsamIna girmeyen tum konularda yazara bagImlIdIrlar." (Cok iyi
anImsIyorum degil mi, sozle$meyi ben yazdIm da.) Bu kadar. $imdi son duanI
vs. yap - ama sen dua da bilmezsin, oyleyse ci$ini yap, yol hali.
- Bunu kabul etmiyorum. O sozle$me beni baglamaz, okumadan
imzalamI$tIm.
- Bu devirde okumadan a$k mektubuna bile imza atmayacaksIn. iyi
yolculuklar.
- Dur, bari bogularak olmeyeyim.
- Zaten darbenin $iddetiyle oleceksin.
- Emin olmak istiyorum. Hic olmazsa $u kadarcIk iyiligin dokunsun.
Bogulmaktan nefret ederim; Steinbeck'in romanlarIndan birinde bogularak
olmu$tum, Allah'Im ne korkunctu...
- Uctun yine, Steinbeck'in hicbir romanInda Hakan adInda birisinin
oldugunu sanmIyorum.
- O zamanlar adIm Tom'du.
- Pekala, pekala, suya tam carptIgIn anda oradan $u elektrikli
balIklar var ya, adI neydi, i$te onlardan bir tanesi gecsin ve yukunu sana
bo$altsIn, oldu mu?
- Bugun elektrikli gunundesin yine, evde kesinti mi var?
- Sululugun geregi yok. Kendine dikkat et. iyi gunler. SIradaki.
Cok $ukur bunu da atlattIk.
$imdi bazI fesat okuyucula, "bunca i$ olurken koprunun uzerindeki
insanlarla Atilla Cengiz Bey'e ne oldu?" diye sorabilirler. Cekinmeyin,
buyrun sorun. Efendim, Hakan'la aramIzdaki soyle$i du$unce hIzInda
gercekle$tiginden (bkz. Mandrake, cilt 123, "Kobra'nIn intikamI"),
izleyiciler, pardon insanlar, hicbir $eyin farkIna varmamI$lar, Hakan'In
dumduz du$tugunu gorduklerini sanmI$lardI. Bu bir cinayetti ve faili (ben
degil, Atilla Cengiz Bey), toplumu bu tur olaylardan korumakla gorevli bir
memurun ta kendisiydi. $imdi ise gulumseyerek gi$elere dogru yurumekteydi.
Buna can dayanmazdI, her an bir katliam cIkabilirdi; sorumlu bir yazar olarak
bu duruma el koymam gerekiyordu:
Kopru sessizlige gomulmu$tu. Atilla Cengiz Bey, insanlarIn sessiz
bakI$larI altInda (gurultulu bakI$lar henuz icat edilmediginden) gi$elere
dogru yurumeyi surdurdu. Ancak cok yava$ yuruyordu; acelesi olanlar, ses
cIkarmalarI yasak oldugundan ka$-goz i$aretleriyle Atilla Cengiz Bey'in rol
caldIgInI, boyle giderse perdenin sekizden once kapanmayacagInI, evde coluk
cocugun bekledigini, bir$eyler yapmam gerektigini bana anlattIlar. Ancak
$a$IlasI bir surpriz -e$yanIn dogasI geregi- kendisini beklemekteydi:
Kopruden gecebilmesi icin ne parasI, ne de bileti vardI Atilla Cengiz Bey'in.
Kimsenin yapabilecegi bir$ey yoktu, kader kazagIn on yuzunu bitirmi$, kollara
ba$lamI$tI. Atilla Cengiz Bey orada oylece kalakaldI, mesai arkada$larI da
onu tutuklamak zorunda kaldIlar. Zaten o herifin boyle bir $ey yapacagI
taa ba$Indan belliydi (dedi arka'da$larIndan biri). Ya$amInIn baharInda bir
genc yitirilmi$ti, ama ote yandan ve buna kar$In toplum duzenini hedef alan
ve temele yerle$tirilmi$ bir dinamit lokumu (45) daha fazla zarara yol
acmadan yakalanmI$tI. Taksi $oforu yine parasInI alamamI$tI. Zeynep Kamil
bir mu$teri daha kacIrmI$tI. Ya$am, tum yazarlara kar$In suruyordu.

"TanrIlarIn Da Burnu Ka$InIr", Cem Aka$,
NoktanIn Kesi$imleri Antolojisi, Hil YayIn, Temmuz 1990

NB1: YazarIn sozunu tutup tutmadIgInI ogrenmek, Hakan'In ardIndaki ilahi
kudreti cozmek, ve ciklet cignemenin sakallarIn olu$umuna etkisinin
altIndaki gercegi kurcalamak istiyorsanIz, Cem Aka$'In "7" adlI romanInI
okuyunuz, AltI kIrkbe$ ve iyi $eyler ayrI ayrI basmI$.

NB2: Bir kac tane typo olabilir, dikkatsizim biraz, ozur dilerim $imdiden.

NB3: Az evvel, Kuzguncukta 34 AU 177 plakalI mercedes marka luks bir araba
goruldu. ParasIz oldugunu iddia eden yazarlarIn gercegini su yuzune cIkaran
bu olaya $ahit olarak, soz konusu ki$i, ki$iler veyahut kurumlarI itina ile
kInIyorum(z).

Emir Gumrukcuoglu,
TANSTAAFL!

... "Thou shalt not blow up thy neighbors' planet" - Robert Anson Heinlein
-!- Spot 1.3b Unregistered
! Origin: Stone Dead Forever (8:100/149.333)

Cem Akaş
HiTNet - Noktanın Kesişimleri Antolojisi, Hil Yayınları


Cem Akaş'ın 'Tanrıların da Burnu Kaşınır' hikayesi
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=272
Emir Gümrükçüoğlu tarafından, 08/02/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr