Epigraf, Uzak Ülke projesinin elemanıdır

Yastığımdan kuşkulanırım... O da yalan. | Fikret Kızılok

İşimi Çayıra Saldım / Toprak Artu


(…)
İşimi bıraktım:
İşim “loserizm” kelimesinin anlamını açımlamaktı.
İşim laboratuvarlarda parçalanan kurbağaların bacaklarını Çin lokantalarına pazarlayan bir firmanın paketleme departmanında servis elemanlığıydı.
İşim bana aşık kadınları derin dondurucuda bekletirken onları kendimden çok daha eğlenceli adamların kucağına cuk orturtmaktı.
İşim bağırtı çağırtıları kulakları sağır eden bir stadyumda çarpım tablosunu ezberlemekti.
İşim revirde ölümü bekleyen bir yığın hıyara niçin gönüllerini ferah tutmaları gerektiğini açıklamaktı.
İşim yerinde duramayan zıp zıp bir cadı süpürgesiyle Cinnah yokuşunun sarı yapraklarını süpürmekti.
İşim egzos sisi midemi kaldıran iri belediye otobüslerince ezilmemeye çalışırken yoldan geçen vatandaşlara bir süpürgeyle de “üç dakika efendi ol ciğerimi ye” denebileceğini, onların da zıpırlık edebileceğini bilimsel bulgularla kanıtlamaktı.
İşim eritilmiş pet şişeler yalayarak kalbi kırık aşıkları dilimle birbirlerine yapıştırmak ve hikayelerini kategorilere ayırmaktı.
İşim kendisini transistörlü radyo zanneden bir disko ışığına aslında topaç olduğunu kabul ettirmekti.
İşim okyanusların inci zulalayan tüm istiridyelerini bulup kabuklarını aralamadan incilerinin üstüne “Yaratıcı yalnızlığa mahkumdur” incisini kazımaktı.
İşim soğuk duşun altında tazyikli suyla kolundaki kılları tarayan bir adamın iticiliğini “Çirkin Ördek Yavrusu” imajıyla matahlaştırıp onu gençliğin taptığı bir ilah haline getirmekti.
İşim kış uykusuna sızmamak için kafein fincanında balina olmaktı.
İşim yumurtlamak, meslek ahlakım ıkınmaktı.
İflah olmaz suçluları yeniden topluma kazandırmaya çalışan bir dernek adına, eroinmanların karşıdan karşıya geçerken önce sağlarına, sonra sollarına bakmalarını sağlamaktan sorumluydum. Sorumluluklarım çeşit çeşitti, işim hayatı idare etmekti.
Evet evet evet! İşimi bıraktım. Bırakmak sözcüğü hafif kalır. Onu kuytu bir arsaya götürüp karanlığın içinde adımcağızlarını seçmeye çalışırken usulca arkasına yanaştım ve ensesine 1-2-3 kurşun sıktım. Kendi kurgularını yaşamın ta kendisi zanneden bir deli oldum son günlerde… Renk renk görevlerim hazır boy sırasıyla dizilmişlerken kurşuna diziliverdiler. Ama sakın böyle paşa paşa koptuğuma bakmayın; takvimlerin bundan sonra daima 14 Şubatı göstermesi niyetiyle zaman makinesini kurcalarken tarihi 1 Nisanda donduran zibidiyi bulayım, ağzını burnunu dağıtıcam!

Toprak Artu
kitap-lık


Toprak Artu'nun 'İşimi Çayıra Saldım' hezeyanı
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=608
Zeynep Ersel tarafından, 05/08/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr

epigraf     Bir önceki eser:   Sevgiyle / Ömer Hayyam
<<< -- Rasgele bir eser -- >>>
   Bir sonraki eser:   Çığlık / Toprak Artu