Çılgın Bir Aşk: Bir Haftalık Psikaytri Grevinden Notlar / James Gorman
pazartesi: konuşmaya ihtiyacIm olduğu için geldim. çok huzursuzdum. şizof-
renlerin tarzI olan baskI altIndaymIş gibi ve zorla konuşuyordum. şizo oldu-
ğumdan değil. evet, tedavi görüyorumm. farmkolojik bir madde alIyorum. ama ağIr
bir şey değil; bir anti depresan, azIcIk lityum, bazen de sInIrI aşmamak için
benzodiazepine grubundan bir şey. şimdi bu grev sIrasInda stanley'nin yerine
kimi bulcağIm? enid, şu agorafobisi olan kIz. bugün evden çIkmaya korkmaz çünkü
sadece psikiyatristler değil kapIcI ve asansörcülerde grevde. enid asansör ve
kapIcIlardan korkar.
koltuğa uzandIm ve ona rüyamI anlattIm. şu büyük kIzIlağaç ve sakallI, kara
şapkalI, gizemci bir musevi tarikat üyesine benzeyen ve elinde bir kIlIç taşI-
yan adamla ilgili olanI. aslInda böyle bir rüya görmedim ama asIl konuya gel-
meden önce kolay bir şeyle onu denemek istedim. çok iyiydi. stanley'in freud
gibi bir yahudi olduğunu o da bildiğinden, rüyamdaki adamla kIlIcI hemen ya-
hudi olarak yorumladI ki, bu ağaç sembolünü de açIklIyordu.
beni asIl şaşIrtan stanley'in hiç yapmadIğI biçimde benimle ilgileniyormuş
gibi görünmesi oldu. her şey bir yana, bu kadIn, korkunun ne demek olduğunu bi-
liyor. hadIm edilme, açIk alanlar, asansör-hepsi aynI! cesaretimizi güçlendirme
yollarInI tartIşIyoruz. gerçek bir grup dayanIşmasI, stanley'in saati yüz yet-
miş beş dolar karşIlIğInda yaptIklarIna benzemiyor. ona sonraki hastasInI sa-
varak benimle bir kahve içmesini önerdim. kabul etti. aslInda gerçek bir psi-
kiyatr olmadIğI için ortada ahlaksal bir sorun olmadIğIna karar verdik.
salI: jack, depresif, her gün gelenlerden. jack, enid'in dün savdIğI hasta.
üç parçalI koyu renk bir elbisesi ve takma tIrnaklarI var. cebinde her zaman
bir deste kağIt vardIr ve Ismarlama bir kalemtraşla kaleminin ucunu açarken
dişlerini göstererek sIrItIr.
birden işsiz güçsüz birine içimi açmak istemediğimi farkettim. jack'i sa-
dece bir kez, stanley'in bütün hastalarI olarak grev süresince ne yapIlacağInI
görüşmek üzere toplandIğImIzda görmüştüm ve şimdi sanIrIm neler düşündüğümü
tahmin edebilirsiniz. elinde giderek küçülen zavallI bir kalemle depresif bir
adam! böyle bir analistiniz varsa rüyalara ihtiyacInIz yoktur.
yine de jack'in dinlemeyi çok iyi bildiğini söyleyebilirim. deneyimlerime
dayanarak söylüyorum; psikiyatlarIn en zorlandIklarI nokta sessiz kalmayI be-
cermek. stanley bu konuda fena değil; bir süre sessiz kalabiliyor ama biraz
sonra nefes alIp verişini, arkanIzda dolanIp durduğunu ve oturduğunu, yerde
huzursuzca kImIldandIğInI duyuyorsunuz. bu bana hep güven verir. bana sanki
tam arkamda bIçağInI bileyen bir ruh hastasI dururken son derece savunmasIz bir
halde yatIyormuşum gibi geldi. deli miyim ben?
jack sonunda sessizliği bozdu: "ne düşünüyorsun ted?" tanrIm, stanley'nin
hastalarInI bir mil öteden tanIyabilirsiniz. sen ne planlar yapIyorsun acaba?
"ben de tam senin ne yaptIğInI merak ediyordum, yani iş olarak"
"kapIcIyIm."
"oh."
çarşamba: benim günüm. jack aslInda hiç de kötü biri değilmiş: hafif psiko-
seksüel çelişkiler, zayIf ego ama kötü değil. bu tip bir hastaya uygulanacak
standart yaklaşIm; yavaşça, fazla üzerine gitmeden savunma mekanizmalarInI des-
teklemek olacaktIr. jack'in hala kalemlerini açtIğInI farkettim -oysa kalem bir
ataç kadar küçülmüştü- ama onunla bu konuda tartIşamam. yüzeysel konulardan
bahsettik; kapIcIlarIn grevi onun benlik bilincinde ne gibi bir tehlike yara-
tIyor ve en çok ihtiyacI olduğu bir anda stanley'in onu terketmesi karşIsInda
uğradIğI hayal kIrIklIğI dozu gibi. stanley'in de, kapIcIsInIn grevi nedeniyle
aynI hayal kIrIklIğI içinde olabileceğini belirttim.
diğer hastalar çok kolaydI; elektrik mühendislerine yönelik bir dergide
editörlük yapan ellen. işine konsantre olmakta güçlük çektiğini belirtti. benim
teşhisim; hadIm edilme korkusu eksikliği. thomas, içindeki çocuğu biraz fazla
kIşkIrtan bir terapistin kurbanIydI; körfez savaşI'ndan hemen önce bioteknis-
yenlik yaparak kazandIğI bütün parasInI oyuncaklara harcamIştI. şimdi bütün u-
mudu içindeki schwarzkopf figürünü öldürmek.
kesinlikle opidal. gary'nin cinsel kimliği ile ilgili sorunlarI var, tüm
şiddetiyle patlak veren narsist kişilik bozukluğu olduğu son derece açIk. bütün
grevlerin kendisine yönelik olduğunu düşünüyor. filmlere altyazI yazanlar grev
yaparak onun sinemaya gitmesini önlemeye çalIşIyor. temizlik işçileri onun çöp-
lerinden nefret ettiklerinden grev yapIyor. gary bir çok psikiyatra gittiğinden
psikiyatrlarIn sokaklara dökülmesinin tek nedeninin onun rüyalarI olduğuna ina-
nIyor. enid'e gelince; agorafobisine daha önce denenmemiş bir yöntemle darbe
indirdim; onu grand canyon'da geçen bir filme götürdüm. sonuç: mucize! sonra
çay ve tylenol'umuzu içmek için onun evine gittik.
bana en çok sorun çIkaran florence oldu. hülyalI bakIşlarInI gözlerime di-
kip yavaşça odama girdi. bu siyah file çoraplI kadIn hakkInda edindiğim ilk
izlenim cinsel çelişkileri olduğu. dolgun, kIrmIzI dudaklar (IslaktIlar) ve
biçimli göğüsleri benim bile dikkatimi çekti. florence, cinsel çağrIlarla ha-
reket ettiği ve kontrolü olmadIğI için terapiste geliyor. hemen kontrtransfer
oluşturduğu kendimi stanley'in yerine koyuyorum. elbette, analisti olarak
kontrollü ve güvenli bir mesafede kalmak yerine, ayaklarIna kapanIp benimle
yatmasI için ona yalvarmamIn (bir çok erkeğin yaptIğI gibi) rahatsIzlIğIna
hiç bir faydasI olmayacağInI biliyorum. öte yandan, ben onun analisti deği-
lim.
perşembe: bu gün serbestim. enid'in evine gittim. benimle bir daha asla
çIkmayacağInI söyledi. gördüğüm kadarI ile florence ile aramda geçenleri öğ-
renmiş; karşI konulmaz aişfte dediği florence olmalI. ona (a) çözülmesi gere-
ken cinsel sorunlarI bulunmakla birlikte florence'nin bir afişte olmadIğInI,
(b) henüz bir arkadaşImdan öte bir sIfatI bulunmadIğI için arkadaşlarImIn ki-
şilikleri konusunda yorum yapmaya hakkI olmadIğInI, (c) arasIra terapistim o-
larak cinsel hayatIm hakkInda ahlaki değerlendirmeler yapIp bana emir vermeye
hakkI olmadIğInI, (d) hastalarImdan biri olarak yaptIklarImIn onu hiç ilgilen-
dirmediğini söyledim.
cuma: florence'nin günü. enid evde kaldI. jack, seansIndan çIktIğInda çok
mutlu görünüyordu. ne kontrtransfer ve tarnsfreler arasInda sIkIşIp kaldIm.
florence'a aynI şeyin kendisine olup olmadIğInI sordum.
"nasIl yani?" diye sordu.
kafam iyice karIşmIştI. çarşamba günü terapisttim. dün gece bir kapIcIydIm.
yarIn hamal olacağIm. nerede oturduğum bile belli değil. her gün bir başka ana-
liste gidiyorum. ama hepsi de gizlenmiş cinsel çelişkilerim olduğuna inanIyor.
çIkarken asansörü stanley'nin yönettiğini gördüm. ikimiz için de karmaşIk
ve garip bir duyguydu. grev süresince muayenehanesini kullanmamIza izin verdiği
için teşekkür ettim ve asansörü lobin zemini ile aynI çizgide durdurduğunu söy-
leyip ona iltifat ettim. bana sanki kafasInda bir soru olduğu halde bir türlü
sormaya cesaret edemeyip sustu gibi geldi. çok acIklI bir andI.
"basamağa dikkat edin," dedi.
"teşekkür ederim," dedim, "haftaya görüşürüz."
çeviren: güliz z. saver.
James Gorman
Psychoanalysis
James Gorman'ın 'Çılgın Bir Aşk' adlı hikayesi.
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=550
Onur Kırçal tarafından, 11/06/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr
epigraf | Bir önceki eser: Benden Size / Hasan Hüseyin |
Bir sonraki eser: İş Güç Sahipleri / Metin Eloğlu |