Bebeğim Öldü / Banu Takşüt
Ayıldığımda, ayılmış olduğumun farkında bile değildim. Baygın olduğum anları hiç yaşamamış gibi en son kaldığım andan devam ediyordum. Kollarımdan tutmuş, beni kaldırıp az ötedeki sedyeye yatırmaya çalışıyorlardı. "Daha bayılmadım. Canım yanacak. Yapmayın," diye yalvardığımı hatırlıyorum. Çok güçsüzdüm. Beni herşeyin bittiğine inandırmaya çalışıyorlardı. Bayılmışım.
Tekrar ayıldığımda güçsüz parmaklarımla ilk yokladığım çıplak olup olmadığımdı. Üstümü örtmüşlerdi. Doktora ilk geldiğimde, "Arkadaşım da benimle içeri girebilir mi?" diye sormuştum. Yani, ben baygın olacağım. Kim giydirecek beni? Ya kanamam hemen başlarsa! Utanıyordum. "Merak etme," demişti doktor. "Biz giydiririz. Arkadaşın giremez." Böylece tek dostum da kapının dışında kalmıştı. Oysa, yanımda olup ellerimi tutmasına, ben bayıldıktan sonra da herşeyin yolunda olduğundan emin olmaya ihtiyacım vardı. Doktor, "Bana güven," diyordu. "Arkadaşın giremez."
Gözlerimi açtığımda ikisi de giderek gerçeğe dönüşen birer hayal gibi yanımdaydılar. Gaye çoraplarımı giydirmeye uğraşıyordu. Üşüyordum. O, yüzüme uzanıp bir öpücük kondurdu. "Canım benim, nasılsın?" O'nu görmek istemiyordum. Yola çıkmadan önce arayıp saati hatırlatmıştım. Ama geç kalmıştı. Ve ben, Gaye'ye sarılıp beyaz odaya girerken geç kaldığını değil, gelmediğini sanıyordum. "Faili meçhul nerde," diye sormuştu doktor. "Bilmem, kahvaltı ediyordur herhalde," demiştim, bayılmadan önce, son olarak. Çok kırgındım. Korkuyordum. Bir sürü kesici, biçici metal aletin soğuk dokunuşlarında yalnızdım. İlk kez hazırlanmadığım bir sınavdan okula gitmeyerek kaçamıyordum.
"İnanmamışsın herşeyin bittiğine. Yapmayın, daha bayılmadım diye tutturmuşsun. Tekrar daldığında doktor içeri girmemizi söyledi. Ayıldığında bizi görüp bu kez inanasın diye," dedi. Seni görmek isteyen kim!
"Gaye," dedim, "O öldü. Bebeğim öldü. O'nu kaybettim." Ağlıyordum. Beni sakinleştiremeyince Gaye doktoru çağırmaya gitti. Ve diğeri bana iyice sokulup, "O ölmedi," dedi. "Bende. O'nu yuttum. Doktora gömmek istediğimizi söyleyip O'nu aldım ve tuvalete gidip onu yuttum. Artık benim bedenimde. Bana dönüşecek. Tekrar ben olacak ve zamanı geldiğinde canım O'nu sana vereceğim."
Ağlamayı kestim. Bebeğim ölmemişti. İlk olduğu yere, babasının bedenine geri dönmüştü. O'na sarıldım, öptüm. Artık sadece O'na değil, bebeğime de sarılıyordum aynı zamanda. Günlerce O'na her dokunuşumda bebeğimi nazladığımı sandım.
Ta ki dün onun bir başkasının üzerine boşaldığını öğreninceye kadar.
Bebeğim öldü.
Banu Takşüt
Hayalet Gemi no33, Kasım-Aralık 1996
Banu Takşüt'ün 'Bebeğim Öldü' hikayesi
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=229
Emre Sururi tarafından, 07/02/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr
epigraf | Bir önceki eser: Nirvana / Asaf Haled Çelebi |
Bir sonraki eser: Masal Üzerine / Bilge Karasu |