Tepe / Bilge Karasu
.......
Yaşamayı eskitmekten
Eskitmek için kullanmak gerektir bir şeyi, herhangi bir şeyi
Yaşamayı tüketmekten
Bu da öyle tüketmek için başlamak gerekir.
Yaşama sanki hiç gelmeyecek, erişmeyecek bir bayram gibi,
Bir
Belki bu yoldan giderek
Bir bayram nasıl beklenirse
Belki bu yoldan giderek bir şeye varacak
Bir bayrama nasıl hazırlık yapılırsa, nasıl yaşamanın bütün kaygıları,
bütün işleri, oruçları bayrama yönelirse,
o kaygılar, o işler, o oruçlar nasıl o bayramda
gerekliklerinin doğrulanışını bulursa
Ama bayram gelirse
Burada duruyor, Bayram gelirse...
Ama bütün bir ömür bir bayram hazırlığıyla geçer de
o bayram gelmezse...
Bayramın geldiğini kaç kez düşündü hayatı boyunca,
kaç kez ‘işte geldi artık’ dedi, kaç kez
artık gelen bu bayramla
Bugün, bu bayramı gelmiş sayacak mı ki?
Oysa bir imgenin
Ama imge dediği anda, aklına imgeyi getirdiği anda,
bir sözle biçimleştiriyor bu kavramı.
Bu söz, bütün ömrüne,
yaşamasını başarmış olsa da olmasa da,
bütün ömrüne yön vermiş,
bütün ömrünü yönetmiş bir söz değil mi?
Ne yapmışsa o söz yüzünden yapmış değil mi?
Hiç değilse öyle görünmüyor mu?
O sözü de bir yana bırakabilmeli.
Artık o sözün burada yalnız bir anlamı var,
o anlamın ötesinde bir değer taşımıyor.
Yaşamasını yönettiği zaman taşıdığı değere yer yok buralarda.
Hele bu anda. Her sözün her yerde, her çağda,
bir başka gerçekliği, bir başka geçerliği.
Oysa bir imgenin, bir resmin, yan yana gelen iki rengin,
bir rengin çeşitli ayrıntılarının üzerinde durmak,
düşünceyi sayıklatıyor.
Asıl bundan kaçınması gerekmiyor mu?
...
Bilge Karasu
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Bilge Karasu Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı Tepe Bölümünden
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=1206
Zeynep Ergen tarafından, 05/11/2003 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr
epigraf | Bir önceki eser: Bir Sağduyuya / Arthur Rimbaud |
Bir sonraki eser: Tam Ortasındayım / Mazhar- Fuat-Özkan |