Epigraf, Uzak Ülke projesinin elemanıdır

Şehirde biri öldüğünde / Bütün ışıklar yanar. | Onur İlkorur

Siegfried / Ahmet Haşim


Harp ve zafer, kolay bir iş değildir. Dünya savaşı, bunu bütün kavgacı
milletlere öğretti. Şimdi Fransız toprağı üzerinde ölüm hayaletleri gibi
dolaşan binlerce siyahlar giymiş matemli kadın; adım başında rast gelinen kör,
topal, kulaksız, burunsuz harp malulleri; yarım saat içinde enkaz yığınları
haline gelen binalar; bilhassa mütarekeden sonra Fransız servetini küle
döndüren o müthiş para buhranı, savaşın bir golf partisi kadar basit veya bir
kavgacı şiirin teşbih ve istiareleri gibi parlak bir şey olmadığını, ailesine
bağlı ve parasını sever Fransıza iyice öğretti. Gerçi devlere yakışan bir
himmetle bütün harabeler az zamanda ayaklandırıldı. Frankın tekerlenmesi
durduruldu, banka kasaları ağızlarına kadar altınla dolduruldular; fakat
felaketin ne pahaya tamir edilebileceğini tecrübeyle öğrenenler, bu suretle,
trajik oyuna tekrar başlamayı arzu ettirmeyen bir olgunluğa ermiş oldular. Bu
savaş sonu ruh hali birçok Fransız, Alman edebiyat ve fikir adamını,
karşılıklı anlaşma için bir zemin hazırlanmasını düşünmeye sevk etmiştir. Yeni
Fransız edebiyatının en güzel çehrelerinden biri olan ve evvelce mensup olduğu
aşırı san'at cereyanlarından makul ve yeni bir estetiğe gelen Giraudoux'nun
dört beş aydan beri, aralıksız Paris'te Comedie des Champs-Elysees'de ve aynı
zamanda Berlin'de oynanan Siegfried isimli nefis piyesi, bu olgunluk
edebiyatının en dikkate değer örneklerinden biridir.

Piyesin ruhu şudur: Büyük bir aileye mensup bir Alman hemşiresi, savaş
meydanında yaralı, çıplak, baygın bir halde bulduğu bir Fransız askerini
kaldırtarak, aylarca devam eden bir anne şefkat ve ihtimamiyle onu hayata
döndürür; aldığı yara tesiriyle bütün eski hatıralarından boşalan esir dimağı,
Alman sistemleriyle yeniden terbiye ederek, eski Fransız askerinden taptaze,
ateşli bir Alman vücuda getirir. Artık ismi Siegfried olan bu yapma Alman,
yeni milletinin kaderini eline almış, onu yeni bir hayat idealinin en yüksek
zirvelerine çıkarmıştır. Siegfried, şimdi bir Alman değil, Almanya'nın bütün
deruni kuvvetlerini ruhunda toplayan bir Germen ırkı timsalidir.

Piyesin esası bu mucizevi değişmedir. Yazara göre bir Fransızla bir Almanı
birbirinden ayıran uzviyet ayrılığı değil, sadece zihinlerde biriken
hatıraların mahiyet farkıdır. Herhangi bir sebeple, bu hatıralar unutulunca,
birbirinden nefret eden iki hüviyet, birbirinin yerini alabilir.

Alman filozofu Nietzsche de Giraudoux gibi düşünmüyor muydu? Bu filozofa
göre milletleri birbirine düşman yapan tek kuvvet tarihtir. Geniş bir beşeri
anlaşmanın meydana gelebilmesi için yapılacak ilk iş, tarih öğretiminin el
birliği ile ortadan kaldırılmasıdır.

Ahmet Haşim
Frankfurt Seyahatnamesi, MEB 1000 Temel Eser


Ahmet Haşim'in savaşa ve tarihe dair 'Siegfried' yazısı
http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=214
Emre Sururi tarafından, 05/02/2001 tarihinde gönderildi.
Epigraf: Online Türkçe Edebiyat Arşivi | http://epigraf.fisek.com.tr

epigraf     Bir önceki eser:   Seher / Ahmet Haşim
<<< -- Rasgele bir eser -- >>>
   Bir sonraki eser:   Althusser Hakkında / Louis Althusser